Zerdeçal’ın Etken Maddesi Curcumin Araştırmaları; Prostat Kanseri, Alzheimer, Kemoterapi, Kanser Metastazları, Diabet, Ülser, Hepatit B, Enfeksiyon Hastalıkları, Antimikrobiyal, Sperm, Katarakt Sorunu, Stres ve Safra sorunları için yapılan akademik çalışmalar…
Çok çeşitli iltihapların tedavisinde yüzyıllardır kullanılan zerdeçaldan elde edilen kurkuminin üzerinde yapılan bilimsel çalışmalar neticelenmektedir.Kurkuminin hücre yapısının düzenlenmesine yardımcı olarak, hücre parçalanmasını engellemesi ve negatif hücre sinyallerine engel olması nedeni ile metastaza karşı olumlu etkileri klinik çalışmalarda gösterilmiştir.
Kurkumin aktivitesinin lösemi-lenfoma, gastrointestinal sistem kanserleri, genitoüriner sistem kanserleri, meme kanseri, yumurtalık kanseri, baş-boyun kanseri, akciğer kanseri, melanom, nörolojik kanserler de etkili olduğu yapılan çalışmalarda ortaya çıkarılmıştır.
Preatha Anand.,Chitra Sundorom.,Sonio Jhuroni.,Ajaikumar B.,Bharat B.Aggarwal,in cancer letters. 2008,vol;267 (1)
Geleneksel kemoterapide oluşan yan etkilerin bitkilerdeki bazı fitokimyasallar tarafından önlenebileceği bu çalışmalarda gösterilmiştir.
Faz 1 klinik çalışmalarında zerdeçaldan elde edilen kurkuminin gelecek için faydalı ve güvenli olduğu özellikle hücre döngüsünün bozulduğu kanser türlerinde iyileştirici rol oynadığı saptanmıştır. Bu faz çalışmalarında kurkuminin insanlarda oluşan çeşitli hastalıklara karşı terapötik etki (iyileştirici tedavi) göstermiştir. Kanser, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, artrit ve nörolojik hastalıklarda kurkuminin çok yararlı olduğu saptanmıştır.
Kurkumin tek başına veya kombine edildiğinde fizyolojik hücre ölümünü (apoptosis) engellediği ve hücre yapısının fizyolojik özelliklerini korumasını sağladığı, yararlı olduğu tespit edilmiştir.
Kurkumin ilk inceleme sonuçlarına göre gastrointestinal sistem ve kolerektal kanserlerde anlamlı etkinlik göstermiştir.
Gaurısankar Sa.,Tanya Das.,Shuvamay Bonerjee.,Division of Molekuler Medicine,Bose İnstıtute Ameen Journal Medicine Sciences,2010,vol;3
Zerdeçalın kuru tozu etilasetat ile ekstre edilerek elde edilen ekstre metastatik prostat kanseri üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Zerdeçal ekstresinin proteimik profili ve sitotoksik etkisi ile DNA üzerinde protein düzeyini sağlayarak ve proteinlerin hücreler üzerindeki kontrolsuz bölünmesini engelleyerek prostat kanserinde tedavi edici etkisi olduğu saptanmıştır.
KurapatiV.K.Rao.,Nawsal M.Boukli.,Thangavel Samikkanu.,Luıs A.Cobano.College of Medicine Florida İnternational Üniversity Miami,Florida 33199.,USA Open proteimi Joutnal.2011
Baş-boyun skuamöz hücreli karsinom dünya çapında en sık görülen 6. kanser tipidir.Tedavisi; cerrahi,platin bazlı kemoterapi ve radyosyon onkolojisidir.Bu tedavi yöntemlerinin hastalar üzerinde hem ruhsal, hem fiziksel yıpratıcı yan etkilerinin yanı sıra yeni hastalıkların oluşmasına neden olmaktadır.
Bu aşamada kurkuminin vitro ve in vivo çalışmalarda bu tür kanserlerde oluşan tüm bu kötü etkileri azalttığı hatta bazı vakalarda tamamen ortadan kaldırdığı gösterilmiştir.Ayrıca yüksek oranda tedavi edici etkiside saptanmıştır.
Available By; Wilkan R.,Veena M.S.,Wang M.B., Srivatsan E.S., Moleculer cancer (mol. cancer) 2011 Feb.07 vol;10 Journal article,Biomed central.
Zerdeçalın Alzheimer hastalığına faydalı olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada kurkumin ve kurkuminoitlerin asetilkolinesteraz(AChE) enzimini inhibe edici ve hafızayı(bellek) artırıcı etkisi araştırılmıştır.
AChE inhibitör aktivitesinin invitro ve in vivo çalışmalardaki model sıçanlarda hafızayı artırıcı etkisi Morris su labirenti testi ile denenmiştir. Kurkuminoitlerin AChE inhibitör etkisinin olduğu ve hafızayı artırıcı özelliğinin bulunduğu saptanmıştır. Sonuç olarak zerdeçaldan elde edilen kurkumin ve kurkuminotlerin Alzheimer tedavisinde yararlı olabileceği açıklanmıştır.
Tauqeer Ahmed., Anwarrul Hassan.,Gilani, İn Pharmacology, Biochemistry and Behavior.,2009,91 (4)
Beta-amiloid ile indüklenen oksidatif stres, Alzheimer hastalığındaki nöronal hücre ölümünün güçlü bir nedenidir. Zerdeçal içerdiği üç farklı kurkumin analoğunun antioksidan aktivitesi ile hücreleri beta- amiloid etkisinden koruyarak Alzheimer hastalığının önlenmesinde yararlı olarak kullanılabileceği açıklanmıştır.
Kım D.,Park S.,Kım J., Neuroscience Letters, 2001,303;57-61
Bu çalışmada zerdeçal ekstresinin antienflamatuar, antioksidan, hipoglisemik ve lipit düşürücü etkileri araştırılmıştır.
Yüksek yağ diyeti ile indüklenmiş canlı denekler iki gruba ayrılmış ve bu gruplardan birine belirlenmiş dozlarda ekstre verilmiştir.Ekstre verilen grupta zerdeçalın antioksidan aktivitesinden kaynaklanan yüksek radikal süpürücü etkisi ile LDL’nin oksidasyonuna ve fruktozun neden olduğu glikasyona karşı güçlü bir inhibitör etki göstermiştir. Sonuç olarak zerdeçal ekstresi kuvvetli antioksidan aktivitesi sayesinde glukasyonu önlediği, LDL’ yi düşürdüğü dolayısıyla atheroskleroz riskini azalttığı açıklanmıştır.
S. Kubra.,I.Rattah.,Rao L.,Jagon Mohan., ‘Journal of food science’ Aug 2010 vol 75
Doğal bir polifenol olan kurkuminin antioksidan etkileri insan kırmızı kan hücreleri ve membranlarında test edilmiştir. Sonuç olarak kurkuminin oksidatif hasarı engelleyerek yarar sağladığı gözlemlenmiştir.
Grinberg L.N., Shalev O.,Tonnesen H.H.,Rachmilewitz E.A., ‘İnternational Journal of Pharmaceutics ‘ 1996,132; 251-257
Bu çalışmada zerdeçal köklerinden elde edilen kurkumin ve yeşil çaydan elde edilen polifenolik bir bileşik olan kateşin birlikte kullanılmıştır. Kurkumin ve kateşinin sinerjik antikanser etkisi ile kolon kanseri, larenks (gırtlak), hücreleri üzerindeki kanser hücrelerinin büyümesi engellenmiştir. Daha sonra bu etkinin kurkuminin DNA bozulumunu ve parçalanmasını engelleyerek gösterdiği açıklanmıştır.
Manikanda,R.,Beulaja M.,Sellamuthu S.,Dinesh D.,Probhu D.,Babu G., Microscopy Research and Technique., Feb . 2012,Vol;75
Zerdeçaldan elde edilen kurkumin üzerindeki klinik çalışmalarda antioksidan ve antitümör aktivite tespit edilmiştir. Bu etkilere dayanarak insan kanser hücreleri üzerinde yapılan deneylerde kurkuminin kolon kanseri hücrelerinin yayılmasını ve çoğalmasını engellediği saptanmış ve onaylanmıştır.
Valentina Basile., Erika Ferrari., Sandra Lazzori.,Silvia Belluti.,Carol İmbriana., İn Biochemical Pharmacology., 2009 , 78(10)
Yapılan tüm klinik çalışmalarda kurkuminin özellikle lösemi hücrelerinde gelecek vaat eden doğal bir antikanser ajanı olarak onaylanmıştır. Kurkuminin bu hücrelerin çoğalmasını önleyerek ölüm riskini azalttığı tespit edilmiştir.
Jie Chen., Guiying Wang.,Libing Wang.,Jiohang Kang., İn European Journal of Pharmaceutical Sciences, 2010,41(2)., Department of Hematology.
Bu çalışmada insan kondrosarkom hücrelerinde (kıkırdak yumuşak doku tümörü) kurkuminin antikanser etkileri araştırılmıştır. Değişik hayvanlara 21 gün süreyle kurkumin ekstresi verilmiş ve sonuçları araştırılmıştır. Toplanan veriler incelendiğinde tümör hacminin % 60 azaldığı görülmüştür.
Kandrosarkom kemoterapiye cevap vermeyen kötü pragnozlu bir yumuşak doku tümörü olarak bilinir. Dolayısıyla bu çalışma sonucunda kurkumin, kandrosarkom tedavisinde yeni bir antikanser ajan olarak onaylanmıştır.
Hsiang-ping Lee.,Te-Mao Li., Jung- Ying Tsao.,Yi-C hın Fang., İn İnternatıonal İmmunopharmacology. June 2012, 13(2)
Kolagog aktivite hem uçucu yağ hem de pigmentin safra salgılanmasını uyarmasına bağlanmaktadır.
Sodyum kurkuminatın köpeklerde 24 mg/kg dozda i.v uygulandığında kan basıncı ve solunumda hissedilir bir rahatsızlık oluşturmadan, safra akış oranını iki katına çıkarmıştır. Kolagog etkisinin yanı sıra kurkuminatın safra kesesi kasının kasılmalarını uyardığı yani safra kesesinin boşaltılmasını sağladığı kaydedilmiştir.Bu maddenin toksisitesi de çok düşüktür.
Watt.J.M. Mrdicanal and poisonous Plants of Southerm and Eastern Africa Eand S.Livingstne LTD. Edinburg and London 1962
Antienflamatuar ajan olarak toz haline getirilip öğütülmüş curcuma longa ıhlamur ile kombine edilerek kulanılmıştır.Çeşitli canlı deneklerde antienflamatuar aktivite kontrol edilmiştir ve saptanan antienflamatuar etkinin karregenan ödeminde kortizon kadar güçlü olduğu vurgulanmıştır.
Mills S. Bone k., Principles and Practice of Phytoterapy modern herbal medicine, from British Library 2000, 569-580
Koroner stent uygulamasının majör komplikasyonu restenozdur (tekrar tıkanma) ve buna sıklıkla düz kas hücre çoğalması ve enflamatuar reaksiyonları devam eder.Kurkumin antienflamatuar ve antiproliferatif özelliklere sahip olduğundan stent restenozunu azaltacağı öngörülmüştür.Bunu doğrulamak için kurkumin salınımlı PLLA (poli 1 laktik asit) filmleri olan kurkumin poli 1 laktik asit (C-PLLA) üretilmiş,antienflamatuar ve antiproliferatif özellikleri insan koroner arter düz kas hücre kültürü sistemlerinde peritonal fagosit kullanılarak test edilmiştir. Kurkumin ilavesinin C-PLLA filmleri üzerinde fagosit toplanmasını ve aktivasyonunu düşürdüğü görülmüştür. Kurkumin antioksidan, antienflamatuar ve antiproliferatif faktörlerin etkilerini arttırmıştır.
Sonuçta,kurkumin bu etkisini mitojen ile aktive edilmiş protein kinaz yolağı ile göstererek hücre fonksiyonunu ve genlerini düzenlediği şeklinde açıklanmıştır.
Nyugen K.T.,Shaıkh N., Shukla K.P.,Su S.H.,Eberhart C.,Tang L., ‘ molecular responses of vascular smooth muscle cells and phagocytes to curcumineluting bioresorbable stent materials’ Biomaterials 2004, 25 5333-5346
14 sağlıklı gönüllü insan (7 erkek,7 kadın) üzerinde araştırmalar yapılmıştır. Oral yoldan 6 g. curcuma longa ekstresi belirli günlerde verilmiş ve belirli zaman aralıklarında insülin düzeyleri kontrol edilmiştir. Curcuma longa ekstresi verilen bu insan gruplarında tokluk insülin düzeylerinin artmış olduğu gözlemlenmiştir. Bunun sonucu olarak C.LONGA EKSTRESİNİN İNSANLARDA İNSÜLİN SALINIMI ÜZERİNE OLUMLU ETKİLERİNİN OLDUĞU BİLİMSEL OLARAK AÇIKLANMIŞTIR.
Wickenberg J.,İngemansson SL.,Hlebowicz D., ‘ Nutrıtıon Journal ‘ (Nutr. J.) oct.2010,12, ISSN ;1475-2891
Sulu ekstresi hazırlanan curcuma longa ‘nın HBV genomları ihtiva eden hücreler üzerinde Hep G HBV replikasyonuna karşı antiviral aktivitesi üzerinden analiz edilmiştir. Ekstrenin bu hücreler üzerinde Hep G ve Hbs AG salgılanmasını bastırarak, HBV replikasyonunu inhibe etmiş ve HBV üretimini bu yolla bastırması nedeni ile HBV RNA düzeylerini normal seviyelere getirmiştir. Ayrıca curcuma longa ekstresi karaciğer hücreleri üzerinde herhangi bir toksik etki yaratmamıştır. Bu veriler curcuma longa ekstresinin P53 protein seviyesini artırarak HBV replikasyonu bastırmış ve HBV enfeksiyonunun sebep olduğu karaciğer hastalarında güvenli bir şekilde kullanılabileceği açıklanmıştır.
Hye Jin Kim., Hwa Seungyoo.,Yin Kim.,Mijee Kim.,Yaungsoo Kim.Jeang Keun ahn., ‘ In Journal of Etnopharmacy ‘ 2009.124(2)
Bu çalışmada sıçanlara 200 mg/kg ve 600 mg/kg dozlarda oral olarak verilen kurkuminin , dietinil-trozamin ile indüklenen karaciğer enflamasyonu ve hiperplazisinde etkin bir biçimde baskılama yaptığı histopatolojik muayene ile kanıtlanmıştır.İnsan hepatoselüler karsinomasının gelişiminin ağırlıklı olarak virüs, bakteri ve kimyasal kaynaklı olduğu bilinmektedir. Yapılan çalışmanın sonuçlarına göre insan hepatosellüler karsinomasının önlenmesinde KURKUMİNİN GÜÇLÜ BİR ROLÜ OLDUĞUNU ORTAYA KOYMUŞTUR.
Chuang S.,Cheng A.,Kuo J., ‘ Food and Chemical Toxicology ‘ 2000 , 38 ; 991-995
Streptozotozin ile indüklenen sıçanlarda bis kurkumin oksavanadyum kompleksi (BCOV) ‘nin kan glikoz düzeyleri, serum lipid düzeyleri, kan basıncı ve vasküler cevaplılık üzerine etkileri araştırılmış ve vanadil sülfatla kıyaslanmıştır. Sonuç olarak bu çalışma; BCOV’nin antidiyabetik ve hipolipidemik etkinliği ve diyabet ile bağlantılı kardiovasküler komplikasyonları düzelttiğini ortaya koymuştur.
Majithıya J.B., Balaraman R.,Gırıdhar R.,Yadav M.R., ‘Journal of Trace Elements in Medicine and Biology’ 2005, 18; 211-217
Oksidatif stres,alkolle ilişkisi bulunmayan steatohepatitin belirleyici bir niteliği iken,oksidatif stres ve enflamatuar birikimi arasındaki bağlantı ispat edilmeye ihtiyaç duyulmaktadır. NF-kB nin ve enflamatuar birikimdeki rolü deneysel steatohepatitte analiz edilmiştir. Fareler metionin ve kolin yetersizliği (MCY) oluşturacak şekilde beslenmiş ve kurkumin içeren ve içermeyen kontrollu diyetler 4 hafta boyunca verilmiştir. Kurkumin+MCY diyeti ile indüklenmiş deneysel steatohepatitteki hepatit enflamasyonunun şiddetini hafifletmiştir.
Leclercq A.,Farrell G.C.,Sempoux C.,Pen A.,HorsmansY., ‘Curcumin inhibits NF-kB actıvation and reducedthe severity of experimental steatohepatitis in mice ‘ Journal of Hepatology 2004, 41
Son yıllarda yapılan çalışmalarda antienflamatuar aktivitenin kurkuminden(diferuloilmetan) dolayı oluştuğu bilinmektedir. Enflamasyon süreçlerinin; nörodejeneratif, kardiyovasküler, pulmoner, otoimmün, metabolik ve neoplastik hastalıkları içeren çoğu kronik rahatsızlıklarda iltihabi olayları etkin olarak gerilettiği gösterilmiştir.
Aggarwal,B.B.,Harikumar,K.B. Potential therapeutic effects of curcumin, the anti-inflamatory agent,The Internatıonal Journal of Biochemistry & Cell Biology ,2009 ,41;40-59
Yaygın kullanılan bir baharat ve gıda boyası olan kurkuminin in vitro ve in vivo olarak antienflamatuar,antitümör ve güçlü antioksidan özellikler taşıdığı yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur. Yapılan bir çalışma kurkuminin vasküler endotelyal hücrelerdeki hem-oksijenaz 1 (HO-1) aktivitesini artırdığı ve oksidatif strese karşı hücre korunmasında önemli rolü olan HO-1 in güçlü bir indükleyicisi olduğunu göstermektedir.
Motterlini R., Foresti R., Bassı R.,Green C., ‘ Free Radikal Biology & Medicine’ 2000, vol 28 no 8
Yapılan çalışmalar, curcuma longa’ da bulunan kurkuminin,organ kültüründe 4-hidroksinonenal ile indüklenen lens opaklaşmasını azalttığını ortaya koymuştur. Oksidatif stresle galaktozemik katarakt oluşum mekanizması arasında bir ilişki vardır.Gıda ile alınan kurkuminin,sıçanlarda in vivo olarak galaktozemik kataraktı azaltıp azaltmayacağı üzerine çalışma yapılmıştır. Kurkumin destekli galaktoz diyeti ile beslenen hayvanların lenslerinin sadece galaktoz alan gruba göre daha temiz olduğu görülmüştür.Galaktoz ile beslenen sıçanların lens epitelinde apoptosis (hücre ölümü) meydana gelirken kurkumin destekli galaktoz diyeti ile beslenen sıçanlarda ise apoptosis çok azalmıştır.
Bu sonuçlar gıdalarla bile düşük miktarlarda kurkumin alımının sıçanlarda galaktozemik katarakt oluşumunu engellediğini ve kurkuminin lens epitel hücrelerinde galaktoz ile indüklenmiş apoptosis seviyelerini düşürebileceği gösterilmiştir.
Pandya U.,Chandra A., Awasthi S., ‘ Nutrition Research ‘ 2000, vol,20 no;4
74 infertil (kısır) hasta sperm parametrelerine göre iki gruba ayrıldı. Ayrıca normal kontrol grubu da bu gruplara katıldı. Belirli dozlarda bu iki gruba curcuma ekstresi verildi,belirli aralıklarla spermler 37 derecede 30 dakika süreyle inkübe edildi. Sperm konsantrasyonu, motilite, sınıflarda aktivite, progresif motilite, normal morfoloji ve aglütinasyon değerlendirildi. Her iki tedavi grubu için sperm parametreleri kontrol grubuna göre çok daha iyi çıktı. Üremeye yardımcı tekniklerde farmasötik amaçlar için kulanılan curcuma longa ekstresinin standardizasyon için ideal olduğu söylenmiştir.
Muhammad Baqir M.R., ‘Journal of Medical Sciences ‘2011, VOL; 9
Curcuma longa bitki özlerinin etanollü ekstresi antimikrobiyal mikroorganizmalara karşı değerlendirildi. Escherischia coli, Staphylococcus aureus, Saccharomyces grubu Aspergillus oryzae ve Fungi eukaryotes bakteri ve mantarları üzerinde zerdeçal özü yüksek antimikrobiyal ve antifungal aktiviteye sahip olduğu açıklanmıştır.
Falco,AS.,Martinez,WJ.,Revista Venezolana de cienciay tecnologia de Alimentos 2(1) Valencia asociacion RVCTA, ‘Journal Article’ 2011 ,85-93
Değişik solventlerle hazırlanmış curcuma longa ekstresi 37 derecede 24 saat boyunca inkübe edilmiş ve diabetik patojenler üzerinde özellikle idrar yolu enfeksiyonu oluşturan bakteriler üzerinde antibiyotik gibi davranarak antimikrobiyal aktivite göstermiştir.
Saleem, Mehvish.,Daniel,Betty.,Murli,K., ‘İnternational Journal of Pharmacy,Phanma Ceutical Sciences ‘ oct.2011 Vol;3 Issue 4
Kurkumin değişik sıçan organlarında sodyum arsenit kaynaklı oksidatif hasar ve lipid peroksidasyonu düzeltici etkisi araştırılmıştır.
Hayvanlar dört gruba ayrılmış ve ilk grup kontrol grubu olarak kullanılmıştır. 2.,3. ve 4. gruplara sırası ile oral olarak 30 gün boyunca kurkumin (15 mg/kg), sodyum arsenit ( 5 mg/kg) ve sodyum arsenitle birlikte kurkumin verilmiştir. Sonuçta sodyum arsenitin tek başına plazma,karaciğer, böbrek, akciğer, testisler ve beyinde thiobarbitürk asit-reaktif maddelerini (TBARM) artırdığı görülmüştür.Plazma ve dokulardaki sülfhidril gruplarının içeriği (SH grupları) ve glutatyon-S-transferaz, süperoksit dismutaz ve katalaz (antioksidan enzimler) aktiviteleri kontrol gruplarına kıyasla belirgin derecede azalmıştır.Kurkumin ile tek başına tedavi TBARM seviyelerini azaltırken SH – gruplarının seviyeleri ve antioksidan enzim aktiviteleri ise artmıştır. Sodyum arsenitle birlikte kurkumin verilen grupta TBARM seviyeleri azalmış ve SH – gruplarının düzeyleri ile antıoksidan enzim aktiviteleride az miktarda düşmüştür.
Sonuçlar kontrol grubuna kıyasla , sodyum arsenitle muamelenin vücut ağırlığını azalttığını ve karaciğer ağırlığını artırdığını göstermiştir. Sodyum arsenitle birlikte verilen kurkumini bile onun toksik etkilerini azaltmıştır.
El-Demerdash F.M.,Yousef M.,Radwan,F.M.E., ‘ Food andChemical Toxicology ‘ 2009, 47; 249-254
Oral yolla kurkumin ön tedavinin (günde 50 mg/kg ve 3 günlük tedavi uygulanmıştır) akut hayvan deneylerinde karaciğer oksidatif hasarında ve kadmiyum (Cd) klorür uygulamasının (0.025 mmol/kg sıçanlara ve 0.03 mmol/kg farelere, s.c., son kurkumin uygulamasından 1 saat sonra ) etkileri araştırılmıştır. Sıçanlarda cd ile indüklenen lipid peroksidasyonu seviyesi belirgin bir şekilde kurkumin ön tedavisi ile düşürülmüştür.Farelerde de cd ile indüklenen lipid peroksidasyonu ,kurkumin tedavisi ile ortadan kalkmıştır.
Eybl V., Kotyzova D., Bludovska M., ‘ Toxicology letters ‘ 2004, 151; 79-85
Kurkumin doza bağlı olarak indometazin ile indüklenen gastrik lezyonları bloke etmekte ve 25 mg /kg dozda %82 koruma sağlamaktadır. Reaktif oksijen türevlerinin neden olduğu indometazin ile indüklenmiş oksidatif hasarın kurkumin tarafından önlendiği görülmüştür. Kurkumin konsantrasyona bağlı olarak peroksidazı önlemiş, peroksidazın uygun substratı olan oksidasyon için gerekli H2O2 yi tüketip, böylece indometazin oksidasyonunu bloke eder. Kurkuminin indometazin ile peroksidaz inaktivasyonunu önleyerek H2O2 ve türevlerini uzaklaştırarak gastrik hasarı önlediği açıklanmıştır.
Chattopadhyay I., Bandyopadhyay U.,Bıswas K.,Maıty P.,Banerjee R.K., ‘ Free Radical Bology & Medicine ‘ 2006 ,40; 1397-1408